Diyarbakır’da yaşanan depremde ailesini uykufany uyandırarak kurtulmalarını sağlayan 12 yaşındaki Rüzgar Taş, çöken binanın altında kalarak maalesef yaşamını yitirdi. Anne Nebahat Taş, “Rüzgar’ım hepimizi uyandırdı, hepimizi kurtardı ama kendisini kurtaramadı. Oğlum melek oldu. Çok çaresizim. Evlat acısı kadar zor bir şey yok.” ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş merkezli, 10 ilimizi etkileyen 2 depremde Diyarbakır’da çöken binalardan biri de Taş ailesinin yaşadığı merkez Bağlar ilçesindeki Yoldaş Apartmanıydı..
Depremin yaşandığı saatlerde uyanık olan 12 yaşındaki Rüzgar Taş, şiddetli sarsıntıyı hissettiğinde hemen annesi Nebahat, babası Halim Taş ve 2’si kız 6 kardeşini uyandırdı. Rüzgar’ın 5 kardeşi binadan çıkıp, bölgeden uzaklaşmayı başardı. Rüzgar ile annesi, babası ve ablası, çıkmaya çalıştıkları esnada maalesef yıkılan binanın altında kaldı.
Rüzgar’ın amcası ve çevredekileri vatandaşlar yardımıyla anne Nebahat ve baba Halim Taş ile abla enkazdan yaralı çıkarıldı, Rüzgar’ın ise cansız bedenine ulaşıldığı bildirildi.
MERDİVENLERDEN NASIL İNDİĞİMİZİ BİLMİYORDUM
Anne Nebahat Taş
“Deprem öyle şiddetliydi ki evin duvarlarına tutunduk. O sırada oğlum Rüzgar, ‘Anne korkma, anne duracak, anne korkma.’ diye kuş gibi çırpınıyordu. Bir eliyle duvara tutunmuş bir eliyle de elimi tutmuştu. Hepimiz telaş içindeydik, ne yaptığımızı bilmiyorduk. Merdivenleri o telaşla 4’er 5’er nasıl indiğimizi bilmiyordum.” dedi.
Oğluyla aralarında birer metre mesafe olduğunu söyleyen Taş, şunları söyledi:
“Öyle bir patlama sesi geldi ki bina tuzla buz oldu. Gözümü açtığımda yerin altındaydım. O esnada eşimin sesi geldi. Karanlıktı, hiçbir şey göremiyordum. Kafamdan kan geliyordu. Eşime ‘Halim’im başımda çok kanama var.’ dedim. O da bana ‘Ben de enkazın altındayım’ dedi. O esnada kızımın sesi geldi. Binanın çıkışında 4 genç vardı. O gençlerden birinin bedeni üzerimdeydi. Diğeri, eliyle ayağımı tutmuştu.”
RÜZGAR’IM YOKTU
Nebahat Taş, oğlunun sesini ise hiç duymadığını anlatarak, bu sırada eşinin bağırarak yardım istediğini belirtti.
“Rüzgar’dan hiç ses almadım. Elime su borusu saplanmıştı, onu çıkardım. Başıma saplanan camı çıkardım. Telefonum sürekli çalıyordu. Arayan Rüzgar’ın öğretmeniydi ama açamıyordum. Mahalledeki esnaf da arıyordu, açamıyordum. Eşimin bağırmasıyla kayınbiraderimin sesini duydum. ‘Sizi kurtaracağım.’ dedi. İlk başta ağabeyini çıkardı. Daha sonra beni büyük uğraşlarla çıkardı. Büyük oğlum ‘Anne, Rüzgar yok.’ dedi. Rüzgar’ım yoktu.” dedi.
Taş, zemin kata indiklerinde binanın yıkılacağını anladıklarını, kolonların tamamen patladığını gördüklerini ifade etti.
OĞLUM MELEK OLDU
Nebahat Taş, Rüzgar’ın çok akıllı olduğunu, merhametli, arkadaşlarını çok seven, arkadaşlarıyla uyumlu, futbol aşığı bir çocuk olduğunu söyleyerek, “Rüzgar’ım hepimizi uyandırdı, hepimizi kurtardı ama kendisini kurtaramadı. Oğlum melek oldu. Çok çaresizim. Evlat acısı kadar zor bir şey yok.” diye konuştu.
Oğlunun cenazesini toprağa veren Nebahat Taş, mezardan aldığı bir avuç toprağı da artık cebinde taşıyor.